Bob Marley "Bazıları yağmuru hisseder,bazılarıysa sadece ıslanır" demiş zamanında...İtiraf ediyorum ben sadece ıslananlardanım, hem de hiç sektirmeden son iki haftadır yağan tüm yağmurlardan nasibimi aldım. Duyarsızlaşma sürecimi test etmek için Attila İlhan'ın Yağmur Kaçağı şiirini okudum ve tescilledim kendimi. Şiirin sembolik ve romantik anlamlarının hiçbiri kar etmedi ilk anlamıyla algıladım her bir dizeyi!Sahi ne oldu bu güneşe?
Bence güneşi KGB ajanları çaldılar, bu esnada bir punduna getirip İsrailliler ele geçirdi ganimeti ve en uygun fiyata Amerikalılara sattılar. Amerikalılar çağırdılar Norveçli bilim adamlarını "Bırakın el kremini zırtı vırtı da parçalayın bakalım bunu bi" dediler. Norveçli bilim adamları hemen bir araştırmayla bu işi ancak İsviçreliler'in yapabileceğine kanaat getirince hoooopp Alplerde bir labaratuarda buldu kendini güneş. Tam ayrıştırma işlemine geçeceklerken Green Peace kendini labaratuarın kapısına zincirleyince deneye bir süreliğine ara verildi. Bu sırada da boş durmayan Çinliler çakmasını yaparak Türkiye pazarına sürdüler! İşte bugün görünen güneş de onlardan biri zira yarın yine yağmur yağacakmış!
Ama artık umursamıyorum,yağarsa yağsın! Biliyorum ne de olsa güneşin yerini. Yağmuru şıp şıp kafama damlatsalar Çinliler, işkence yapsalar yine de konuşmam!Ama tek korkum Mahsun; ne de olsa o da güneşi gördü!
:)))
YanıtlaSilKültür mantarı gibi kızansın thehmyr:))
YanıtlaSilTakma kızım. ne zamansa çıkıcak meydana, ama aslı ama çakması :))
YanıtlaSil