21 Eylül 2012 Cuma

Papazın Hamburger Yediği Gün..

Sabah bir eksiklik duygusuyla açtım gözlerimi...Üst kattan gelmesine alışık olduğum tadilat gürültüleri ya da İbo- Ebru Gündeş- Yıldız Tilbe üçgeninde dolanan sesler yok! Bir an gerçekten kendi evimde miyim kuşkusuna kapılsam da camın önündeki fesleğenimi görünce rahatladım. Dün su vermeyi unuttuğum fesleğenimden bir özür dileyeyim, kocaman bir bardak su vereyim ona diye geçirdim aklımdan ama bir de ne göreyim, İstanbulcuğum o işi benim yerime halletmiş! İnceden bir yağmur değme sulama sistemlerine taş çıkarmak suretiyle yeter miktarda suyu boca etmiş saksının içine, bravo yağmur!Madem ki fesleğen kahvaltısını yapmış sıra bende, hiç olmazsa günün getireceği tersliklere tok bir mideyle göğüs gereyim fikriyle hazırladığım kocaman sandviçimi alıp EFT yapmak üzere bilgisayarın başına geçtim.
İçim nasıl buruk ama, son paramı har(a)ca yatırmamak için yüksek lisanstan vazgeçmenin eşiğindeyim resmen...Ama o da nesi, çılgın bir bakiye! Dur dedim kendime, hemen sevinme..Kesin bir yanlışlık oldu, sen de bu yanlışlığı düzeltmek için sürüneceksin daha, hayat bu kadar iyi olamaz,hele de sana! Hemen hesap hareketlerine tıkladım acı gerçekle yüzleşmeye hazır Türkan Şoray kararlılığıyla..Yooo bir yanlışlık yok ya la! Banka sen üşenme promosyon yatır hem de tam da bugün!!!! Canım bankam,cici bankam, ben bunca zaman senin kıymetini bilememişim, büyüksün,dur bir yere kaybolma gelip müdürün elini öpeceğim diye eziğe bağlayarak yaptım Eft'mi..Artık evden çıkıp yağmurda trafikte sürünerek kesin kaydımı yaptırmak çabasına girişip öğrenci işlerinde sigara üstüne sigara yakarak yeni bir kanser türü keşfetmeye hazırım!
Daha önceki deneyimlerimden ders almışlığın verdiği dik duruşla şemsiyemi astım omzuma çıktım evden. Tam kapıdan çıktım ki yağmur durdu, haddddi canım bakışı fırlatarak gökyüzüne başladım iskeleye doğru yürümeye. Yol boyunca etrafa bakışlar fırlattım acaba hangi medeni insanla takozca bir durum yaşayacağım diye..Yok yok yok! Herkes nizami yürüyor bugün, yolda dikilen yok, çapraz koşuya çıkıp Alex'ten neyim eksik tribine kapılan yok, turnikenin önünde telefonla konuşacağım diye İstanbul kartını okutmayı unutan yok!  Yok arkadaş, ben sadece kendi evimde değil İstanbul'da bile olmayabilirim şu an! Ya öldüm mü ben acaba akşam da haberim olmadan kalktım? Vapura binmemle vapurun kalkması bir oldu, tam 15 dakika sonra tramvaydaydım. Tramvay tıklım tıklım dolu olmasına rağmen boş koltuk var ve ben ilk defa oturarak gidiyorum Beyazıt'a...Tarihi kapının önüne geldiğimde dur dedim bir sigara içip keyif yapayım öğrenci işlerinde zıvanadan çıkmadan. Tabakamın düğmesine basarken sigara almayı unuttuğum geldi aklıma ama o sırada tabakanın kapağı sanki bir define sandığıymış ve gizli şifreyi girmişim gibi ağır ağır açıldı ve ışıklar içinde gördüm onu: Son bir sigara!
Sigaramı tellendirip öğrenci işlerine geçtim, kapının önü ana baba günü, dışarda konuşulanlardan öğrendiğim kadarıyla 4 gündür internette problem olduğu için otomasyon sistemi çalışmıyormuş, kayıtlar aksamış,günü uzatmayı düşünüyorlarmış. Dınınınııııııııınnn işte beklenen terslik! Yine de bankonun arkasından dolanıp sinirli suratını görüp tersliğin tadına varabilmek için Ramazan Bey'in yanına gittim. Ramazan Bey beni kocaman bir gülümsemeyle karşıladı, oooooo Hocam hoşgeldiniz,gelin hemen halledelim işinizi! Neeeeeeee???? Ya dedim içimden Ramazan, bak gerçekten alışkın değilim ben böyle şeylere,başına bela alma.Sen beni tersle,ben sana çemkireyim, bugün gideyim yarın geleyim,etme kurban olduğum! Aranıp da bulunamayan internet şak diye bağlandı pıt diye kaydım yapıldı! Tam o esnada kapıdan içeri bundan sonra danışmanım olacağını öğrendiğim ve benden fazla takısı tokası bulunan zat-ı şahane giriverdi...Çıktıların üstünde adımı görünce, aaaa tek hmyr sendin hatırladım tatlım, gel hemen halledelim kesin kaydını,ben sana ders saatlerini de vereyim ,devam edemeyeceğin günler için dert etme bakarız bir şeyler demez mi? Toplam yarım saat sonra yine beklemeden kalkan vapurla eve dönerken yaşadığım garip ruh halini paylaşmak ve bakın benim de normal zamanlarım oluyor'u ispatlamak için tüm ailemle görüşmelere başladım. Bacımcım piyango bileti almamı, annemcim hemen dua etmemi,babacım bugünü bir yere kaydetmemi,eniştemcim de keyif yapmamı önerdiler..Piyango fikrini kafamda evirip çevirerek indim vapurdan. Yok daha neler dercesine, al da at dercesine piyangocuyla burun buruna geldim. Dur dedim alayım bir tane, hangisini alayım diye karar verme süreçlerini üç beş yaşarken çantamdan cüzdanımı çıkarmaya çalışıyordum ki kulaklık fırlayarak bir biletin üstüne düştü! Hemen aldım tabii  ilahi işareti! Cüzdanımda piyango biletinin, yüreğimde piyango gibi bir günün sıcaklığıyla vurdum kendimi evimin yollarına!
Sevgili okuyucu şahıs, o piyangoya da ikramiye çıksın seni de görmezsem!!! Neymiş, demek ki papaz hergün pilav yemiyormuş ve sevgili papazın hamburger yediği gün de böyle oluyormuş!

1 yorum:

  1. Her günün böyle olsun be kızçem.Akıcı anlatmışsın, beğendim.

    YanıtlaSil