4 Ekim 2012 Perşembe

Alışmamış "Ben"de Kibarlık Durmaz...

Adını vermek istemediğim bir şehirde, kuzenim ve bir arkadaşımla oturduğumuz bir kafede kuzenimin eşini beklerken ikinci kahveyi içesim gelmişti. Ne bileyim ben o isteğin kibarlıkla ilgili düşüncelerime format atacağını:

*Af edersiniz, bir kahve daha alabilir miyim?
*Ne kırıyorsun kendini bacım? Kahve mi istiyon?
Bizim kuzen adamın doğasına alışık olduğu için hemen araya girmişti:
*Bir kahve bir de bira ver bize...
O günden sonra 3. şahıslarla olan ilişkilerim yeni bir boyut kazanmış, tanımadığım kimselerden kibarlık kabul etmez olmuştum taaa kiiii....
Dün akşam saatlerinde okuldan çıktım, canım dostum M.G aramış, konuşa konuşa Unkapanı'ndan Eminönü'ne doğru yürüyordum. Alt geçitten karşıya geçtim, karşıdan meczup olduğu belli bir adam geliyor yalpalayarak ve ben de telefonda dedikodusunu yaptığım kişi için şöyle bir cümle kuruyorum:
* Ya çok düzgün,çok kibar bir insan...
Bu cümlemi duyan adam birden sokak ortasında bağırmaya başladı:
*Sensin o! Düzgün olan da sensin,kibar olan da sensin! Şu zarafete bak,endama bak, konuşmadaki inceliğe bak!!
İnceden tırsarak adımlarımı hızlandırdım, adamın yanından geçerken de ayıp olmasın gibi tuhaf bir düşünceye kapılarak "Teşekkürler" deyiverdim...Adam daha da coştu ve arkamdan daha yüksek sesle bağırmaya başladı
*Bakın teşekkür ediyor, hey canında çiçekler açasıca, teşekkür ediyor, hem de bana! Tekrar söylüyorum düzgün olan sensin,başkalarına koyver gitsin!
Telefondaki arkadaşımla şoke olduk, arkadaşım Hacııııııı dedi, nedir bu sendeki durum bu ara,kibarcıklar seni buluyor...Çok konuşamayarak kapattık telefonu. Bir süre sonra iskeleye varmıştım. Ortalık ana baba günü, insanlar yine garip bir düzenle sağa sola yürüyorlar, demirlerin önüne vardığımda başka bir adamla geçiş önceliği durumu doğdu..Ben bekliyorum ki adam bana omuz vurup ya  da en iyi ihtimalle çok çarpmadan geçecek...Çünkü iki yıldır İstanbul'da aksine bir durum yaşandığına şahit olmadım...Derken adam demir parmaklıkların arkasına geçip ceketinin önünü kapatıp "Buyrun hanfendi" demesin mi???? Titreyen bir sesle, "teşekkür ederim" dedim ikinci defa...Adam çat yapıştırdı cevabı "Rica ederim"...Ya bana bak İstanbul, eğer bi numara çeviriyorsan etme be gülüm! Alışık değilim,hasar yaratır,naifim kanarım iflah olmam bir deli daha alırsın başına!
Turnikeye geçecekken akbilimdeki son krediyi sabah kullandığımı anımsayarak gişeden bilet almaya karar verdim. Gişeye varmıştım ki gişe memurunun cam bölmenin minik kapımsı şeysini kapattığını gördüm. Olsun yan gişe açık diye düşünürken adam tekrar açtı küçük bölmeyi, pırıl pırıl bir gülümsemeyle "Buyrun hanfendi,nasıl yardımcı olabilirim?" dedi...Kabalık olmasın diye "Sadece bilet satan biri için iddialı bir teklif" diyemedim..Ben de gülümseyerek bir bilet alabilir miyim lütfen sorusunu yönelttim onun yerine. Adam "Elbette, buyrun" dedi, 3. kez teşekkür ettim son 15 dakika içinde..ve 2. kez "Rica ederim"lendim...
Motora biner binmez M.G'yi aradım tekrar, olanları anlattım...M.G'nin yorumu herşeye nokta koydu: Hacım ya senin ölmen yakın ya da fena bir şeyler oluyor,kesin! Gülüşerek kapattık telefonu...O sırada tekrar şoka girdim..M.G insanı bazı küfürsel kelimeleri noktalama işareti yerine kullanan bir arkadaştır,hele de beni erkek kardeşi gibi gördüğü için hiç çekinmez, en üstü açılmamışları bana saklar..Oysa ki bugün...Aman Allah'ım,bir kere bile küfür etmemişti telefonda!!!! 4. kez Teşekkür ettim, eminim duysa M.G de rica ederdi...
5. ve en büyük teşekkürüm sana İstanbul, bunca muhteşem hikayenin arasına beni de kabul ettiğin için...Ne Rica mı ediyorsun, etme canında çiçekler açasıca....

3 yorum:

  1. Dilinde beyninde çiçekler açasıca seniii <3

    YanıtlaSil
  2. Vay arkadad tum bu olanlardan sonra sen hala yasiomusun ya la :))

    YanıtlaSil