19 Şubat 2013 Salı

Dolabı Kaldırsalar Leyli de Yar...

   Sokakta yalnız olmayı seviyorum, İstanbul için bulunmaz nimet. Günaydın tekinsiz kedi, günaydın martı İdris, size de günaydın komşunun hiç toplanmayan çamaşırları! Hava mis, içimde bir huzur...Vurdum kendimi yokuştan aşağı, elimden gelse yuvarlanarak inerdim; insan başına gelecekleri kestiremiyor işte...Gaflet! Basiret bağlanması! 

21 Ocak 2013 Pazartesi

Pasif Agresif

   Bu sefer hiç bir şey yapmıyordum, uyuyordum masumane. Hatta sağımdan soluma bile dönmüyordum bacağımdaki davuldan küçük darbukadan büyük şişliğin sesi yakından bile hoş gelmesin diye. Kayan yorganın ucunu ayak parmaklarım arasına kıstırarak ve hafifçe "fıydırarak" topluyordum sarktığı yerden. İki gözümü bile aynı anda açmıyordum enerji tasarrufu olsun diye...Derken kapı çaldı!

4 Ocak 2013 Cuma

Onların gözüyle Gece!

Gece 00.00...kimse kimseyi düşünmüyor, kimse kimsenin umurunda değilken zaman sadece kendi keyfince akıyordu... Karanlık bir yol, yağmur eşlik ediyor üç beş halsizin hallerine...

-İnsanlar ne garip....
-kim değil ki? Boş ver onları.
-Zemin çok rahatsız..
-Rahatı da boş ver, iyidir böyle, pürüzler sana fark ettirir. Düz zeminde ayaklar baştan hoşnut kalsa da rahatsız olur sonra. Pürüz iyidir iyi, hele Arnavut kaldırımı şahanedir..
-Ama insanlar gerçekten garip, baştan koşuyorlar sonra vazgeçiyorlar, neden koştuklarını bile unutup boş boş bakıyorlar.
-Seni mi tuttu tasası? Bak şurası kuytu oraya geçelim, en azından ıslanmayız..
-Pürüz iyiyse ıslanmak da iyidir, çelişme kendinle, hayatta herşey zıddıyla vardır dedi bu akşam Yavuz Bey, sen duymadın, ben de duymadım ama duyanlar öyle diyor. Zıddınla var olmaksa niyetin neden büyük büyük laflar ettin?

Öyle der gibi baktı kediler.....
Ne bilmiş hayvanlar şu kediler.....

12 Aralık 2012 Çarşamba

JANTİ!

 12.12.12 çılgınlığını geride bıraktığımıza göre artık gönül rahatlığıyla yazabilirim. Nedir şekerim bu manyaklık? 3 tane rakam bir araya geldi diye bu kadar temaşa eden halkımın 6 rakam tutturacağım kolay yoldan parayı vuracağım diye yağmur çamur kuyruklarda beklemesi son derece anlamlı galiba. 10.10.10, 11.11.11, 12.12.12 daha bir sürü, ne oldu? Hiç! Haaaa 13.13.13 olur bir gün, bak o zaman ben de bir huylanırım, hatta abartırım bile!
 

19 Kasım 2012 Pazartesi

A,B,C,D,Eeeeeeeeeee

   Uyku semesi kalkmışım yataktan, gözler uzak doğulu bir bakışla süzerken etrafı, çekikliğin ve şişkinliğin halt yemesiyle kaçırıyor detayları. Ben neresiyim? Burası kim? Dur bir dakika, kendimize gelelim...Evet, burası odamız, sağa doğru incelikli bir açı tutturursan banyoya bile ulaşabilirsin, hayat nelere kadir! Yol açık, arayı tuttur yeter, pıt diye dışardasın... Böcek de değilsin üstelik! Koordine olalım bence, önce sağ ayak bir adım atsın, sonra sol takip etsin...Nasıl fikir? Bence daha iyisini yedi cihanın bilim adamları bir araya gelse bulamaz... Akıllı telefonu, interneti icat etmek değil asıl mesele yeğeeeeen, uyku semeliğini ilk saniyede yenebilir misin ondan haber ver?

13 Kasım 2012 Salı

HayalEt

   Son bir kaç gündür facebook'ta bazı arkadaşlarım profil resimlerini değiştirerek, benim de olduğum fotoğraflarını koyuyorlar. Çok cici...Telefonlarımız duygu seli olup akıyor...Özledimler, değerlisinler, iyi ki varsınlar havalarda uçuşuyor...Karşılıklı iltifatlaşmalar, eski günleri yad etmeler. Üzerine yetmezmiş gibi bugün Müdür Bey " Hmyr Hanım, bu narin bünyesinde cüssesinden büyük kalp taşıyan bir hocamız" demesin mi?

12 Kasım 2012 Pazartesi

Ciddiyim!

   İstanbullular olarak martı hayvanının doğasını alt üst etmiş olmamızdan ötürü tepkiliyim! Daha önce de dile getirmiştim bu feryadımı, yine söylüyorum. Simit ata ata karbonhidrat bağımlısı lapacı haline getirdik hepsini, elimize sağlık!